LAN Bİ SUS

LAN Bİ SUS
Ergün Doğan'ın Kişisel Sayfasıdır©

9 Şubat 2014 Pazar

EV ARKADAŞI

Kedimin karnını doyurmayı unutmuştum bugün. Malum dalgınım bu aralar. Saçlarımdan süzülen yağmur damlaları gözlerime dolarken, zavallı ayaklarım, yorgunluktan dert yanıyorlardı. Bir an evvel eve gidip, kedime mamasını vermeliydim. Acele olsun diye otostop yapmaya karar verdim. Geçide kadar bir araba beni almazsa otostop yapmaktan vazgeçecektim. Islak ve karanlık yolda geri geri yürümeye başladım. Bir, üç, beş derken 25 araba geçti ama hiç biri almadı beni. Geçide gelmiştim, ve kendime söz verdiğim üzere otostop yapmaktan vazgeçtim. Kalan 500 metreyi yürümek hiç de zor olmasa gerek diye düşündüm. Geçitten sonraki sokak lambasının altında durdum. Pantolonuma kadar sırılsıklamdım. Sanki bir havuza dalıp çıkmıştım kıyafetlerimle. Sonra fark ettim ki, kırmızı pantolonumu, palyaço ayakkabılarımı ve komik şapkamı giymeyi tercih etmişim bugün. Kırmızı burnum da cabası. Bu halimle beni kimsenin arabasına almamasına şaşmamalı. Ama acele etmeliydim, çünkü aklım kedimdeydi. Hem de adını unuttuğum kedim. Onun durumunu merak ediyordum, işte o yüzden bekleyip, durumu değerlemdirmek için zamanım yoktu. Nihayet kapıya anahtarımı takabildim. Kapıyı açtım ve ''kediciik'' diye seslendim. Salonda yoktu, odaya baktım...Yok. Banyo, balkon derken bakacak yer kalmadı. Koltuğuma oturdum. Rengini, cinsini, adını bilmediğim kedinin nerede olabileceğini düşünüyordum. Havale geçiriyordum sanki. Belki de benim hiç kedim olmadı. Eğer öyleyse, bir tane edinmeliyim. Besleyecek bir kedim olmalı çünkü. Sevecek bir kadınım, ağlayacak bir cenazem, bir kapıcım, bir dostum...Yoktu. Uyumak istedim sonra. Odamın kapısını kapatırken  gıcırdadı...

-Miyaaavvvv, Miyaaaavvv..

//ergndgn//

Hiç yorum yok: